13 Mayıs 2015 Çarşamba

Bulldog Köpeklerinin Özellikleri Nelerdir?

    Bulldog cinsi köpekler tarihte asırlar öncesinde boğa ve ayılarla dövüşmesi için yetiştirilmiş bir türdür. Bu kaslı ama ağır kanlı köpekler, günümüzde evlerde beslenme konusunda popüler olmuş bir köpek cinsidir. İnsanlar çok heyecanlı ve hareketli köpekleri evlerde beslemeye çekinebilirler, çünkü onu evde kısa sürede olsa yalnız bıraktıklarında enerjik bir köpek, ayakkabı, çanta, koltuk, yastık ne bulursa parçalayıp, dağıtabilir, ev eşyalarına çarpıp devirir ve kırabilir bu da eğitim süreci boyunca köpek sahiplerinin çok karşılaşmak istemeyeceği bir durumdur.

    Ancak bulldog cinsi köpekler için durum farklıdır. Çünkü boyları kısa olan ve ağır bir yapısı olan bu köpekler çok aktif hareket etmez ve huyları gereği de pek havlamazlar. Bebek ve çocuklarla çok iyi anlaşan sevecen yapıdaki bulldog köpekleri, aynı zamanda sinirli, kızgın hatta agresif gibi duran yüz şekilleri ile de iyi bir bekçi köpeği olabilirler. Bu kızgın gibi duran maskenin altında yumuşak başlı, iyi huylu bir köpek vardır.
    Bulldog cinsi köpeklerin kaslı vücutları onları yeri geldiğinde iyi bir koruma köpeği de yapar. Aynı evde yaşayan çocuklara karşı da o denli korumacı tavırlar sergilerler. Bulldoglar iyi birer arkadaştır. Yavruları da oldukça sevimli olan bulldog cinsi köpekler kısa ve sert tüylü oldukları için de tüy dökme problemleri minimum seviyede olacaktır. İngiliz Bulldogların ilginç bir özelliği de fiziksel olarak kafalarının vücutlarına oranla daha büyük olmasından dolayı yavruların sezeryan ile alınması gerektiğidir. 
    Sıcak havalardan kötü yönde etkilenebilirler, suratları yassı olan bulldog cinsi köpeklerde solunum yollarında bozukluklar görülebilmektedir. Haftada bir tımar yapıp, mevsime göre belirli sürelerde yıkayarak hem köpeğinizi, hem de evinizi temiz tutabilirsiniz. Gün içinde en az yarım saat yürüyüşe çıkmaları kaslarını esnetmeleri açısından ideal olacaktır. Çok enerjik olmasalarda yürüyüş yapmak çok hoşlarına gider. Dayanıklı yapıları sayesinde tüm gün ayakta kalabilirler. İlerleyen yaşlarında bu durum tabiki biraz daha değişecektir. Bulldog cinsi köpekler, evinizin neşesi, çocuklarınızın oyun arkadaşı olan oturaklı köpeklerdir.

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Köpekler Niçin İnsanların Yüzünü Yalar?

    Köpekler vıcık vıcık salyaları ile sahiplerinin ya da çoğu insanın üstüne koşarak elini, yüzünü yalamaya çalışırlar bunun sebebini merak edenler için okunması gereken bir yazı.

    Köpekler keyifli ve mutlu olduklarında, heyecanlandıklarında bunun bir göstergesi olarak kuyruklarını sallarlar. Köpekler eve gelen misafirlerin ya da sahiplerinin ellerini kollarını, yüzlerini yalarlar ve bu bazı insanlar için bir süre sonra rahatsız edici hatta tiksindirici bir hal alabilmektedir. Misafirleriniz ya da arkadaşlarınız köpeğinizin bu davranışından rahatsız olur ancak, sizi kırmamak için de fark ettirmemeye çalışırlar. Peki bu eli, yüzü yalama ritüellerinin altında yatan sebep sadece sevgi göstergesi olarak iç güdüsel bir hareket midir?

    Köpekler Niçin İnsanları Yalar?
Köpeklerin çoğu kişiye yaptığı bu ritüelin ardında sadece iç güdüsel olarak sevdiği ve hoşlandığı kişileri temizleme amaçlıdır. Öyle ki; köpekler ve kediler kendilerini temizlemek amacıyla yalarlar. Sahiplerini ve hoşlandıkları kişileri de yalayarak onları korumanın dışında temizleyerek sağdık olduklarını göstermek isterler. Bir diğer iç güdüsel neden ise; kediler ve köpekler yavruluktan beri annelerinin onları yalayıp temizleme davranışlarına maruz kalır ve kendileri de yavrularına aynı davranışları göstererek şefkat duygularını belli ederler. Aynı şekilde sahiplerine ve diğer hoşlandıkları kişilere şefkat ve sevgi göstermek isteyen köpek ve kediler onları yalarlar.

    Özellikle köpekler sahiplerinin üzgün ve morali bozuk olduğunu hissederse köpeği ona şefkatli davranıp teselli etmek için elini, yüzünü yalayabilir. Sürü hayvanı olan köpekler için yalama davranışı, bir tür saygı sunumu ve göstergesidir. Bu durumda evcil köpekler de sahiplerini sürü lideri olarak gördüklerinden dolayı ona saygı göstermek isterler. Bu davranışları da onu yalayarak gösterirler. Bu doğal ve iç güdüsel bir davranıştır. 
    Köpeğinizin bu davranışı sergilemesini istemiyorsanız, caydırıcı yollarla istemediğini göstererek eğitmeye çalışabilirsiniz çünkü herkes köpeklerin salyasından hoşlanmayabilir ve köpeklerin nefes kokuları kötü olduğundan bunu hijyenik bulmayıp, tiksinebilirler.

8 Mayıs 2015 Cuma

Mucizevi Arı Sütü ve Faydaları

    Arılar çok çalışkan ve fiziki açıdan da çok farklı sisteme sahip canlılardır. Ürettikleri bal ve süt kendi besinleri olduğu kadar tüm canlılar içinde oldukça yararlıdır.
    Genç işçi arıların tahminen 5-15 gün arası olanların yutaklarında salgılanan hypopharyngeal isimli maddeye arı sütü ismini veriyoruz. Arılar bal, su ve poleni kullanıp birleştirerek arı sütü üretimini gerçekleştirmekteler. Bildiğimiz tarzda sağma bir süt olmasa dahi süte benzer rengi ve kıvamından dolayı bu ismi almıştır. Dünyanın diğer yerlerinde "royal jelly" ismi verilen arı sütünün yadı ekşidir.
    Arı kolonilerinde ya da kovanlarında ana yani kraliçe arı, erkek arılar ve işçi arılar birlikte yaşamaktadırlar. Kovandaki arılar beslenme şekillerine göre yaşam süreleri uzayıp, kısalmaktadır. Mesela kraliçe arının uzun süre yaşaması gerektiği için çok özel şekilde beslenmektedir ve 5 ile 7 sene arası yaşayabilmektedir. Ancak işçi arılara daha az arı sütü ve besin verildiği için onlar kışın 6 ay yazın ise 35-40 gün yaşayabilmektedirler.
    Mucizevi arı sütünün içeriğine değinmek gerekirse çok yararlı besin, vitamin ve biyolojik aktif maddeler barındırmaktadır. Yüzde 66 sını su oluşturur diğer katılım maddeleri ise % 14,5 ile karbonhidrat ve % 13 oranında aminoasit ile en büyük ölçüde katılım sağlarlar. Bunun dışında B grubu vitaminleri yanı sıra A, D, E, H ve birazda C vitamini bulundurur. Yüksek miktarda kalsiyum ve bunun yanında potasyum, sodyum, çinko, demir, bakır, manganez yine az miktarda da fosfor içermektedir. Asitli bir yapısı olduğu için ph oranı 3,6-4,2 arasındadır.
    Kemik erimesi yaşayan kişiler menapoz döneminde bu doğal ürünü kullanabileceği gibi, çocukların gelişiminde de önemli bir rol oynayacaktır. Bilimsek açıdan taklit edilip üretilemeyen arı sürü oldukça faydalı ve mucizevi bir içeriğe sahiptir. Avrupa ve Asya ülkelerinde uzun yıllardır tüketilen arı sütünün, üretimi zahmetli ve çok miktardan bile az arı sütü alınabildiği için de maliyeti fazla olan bir iştir.
    Arı Sütünün Faydaları
    Yararları saymakla bitmeyen arı sütünün içindeki aminoasitler oldukça fazladır. Damar tıkanıklığını önleyerek damarları açar ve kalp, damar hastalıklarında alternatif bir kurtarıcıdır. Antioksidan içeriği sayesinde hücreleri yenileyerek, kanser oluşumlarını önlediği tespit edilmiştir. Hafızayı güçlendirir ve hipertansiyona iyi gelir. Kolestrolü kontrol altında tuttuğu gibi sindirim sistemini de güçlendirir.
    Hastalıkları ağır derecelerde olanlar doktorlarına danışarak belirli dozlarda bu yararlı ürünü kullanabilirler. Oda sıcaklığında 6 hafta dayanabildiği gibi dondurucuda 2 yıla dek korunabilmektedir. Henüz bir yan etkisi saptanmamıştır ancak, bir seferde 100 ya da 200 gr gibi aşırı miktarlarda tüketilmesi nabızı yükseltip, baş dönmesi yapabilir. Az miktarlarda kontrol altında tüketilmesi gereken arı sütünü, arı mamüllerine alerjisi olanlar kesinlikle kullanmamalıdırlar. Aşırı kiloya sahip kişiler kaloriyi hesaplayarak belirli dozlarda tüketebilmektedirler.

7 Mayıs 2015 Perşembe

Siz Hiç Ateş Böceği Gördünüz Mü?

    Ateş böcekleri doğanın en ilginç ve gizemli canlılarından biridir. Yaz gecelerinde görülebilecek bu muazzam canlılar, saçtıkları sarı ve yeşilimsi ışıkla görenlerin ilgisini çekmektedirler.
    Ateş böcekleriyle karşılaşıp, bu güzel ışıltılı manzaraya tanıklık edenler gerçekten şanslıdırlar. Çünkü bu ilginç böceklerin bir diğer özelliği de yanıp sönebilen ışıklarının, yanlarına yaklaşan yabancılar olursa sönmesidir. Bu böceklerin korunma mekanizmasıdır, ışıklarını söndürerek yanlarına gelenlerin onları görme ve yakalama riskine karşı korunmuş olurlar.
    Bilim adamları ateş böceklerinin bu soğuk nitelikli ışıklarını bilim dünyasında taklit etmeye ve üretmeye çalışsalar da tam bir başarı sağlanamamıştır. Doğanın bir mucizesi olan ateş böceklerinin ürettiği ışık soğuk ışık olarak bilinmektedir. Bilim dünyası bu ışığı taklit edebilirse, insanlar için yeni bir kaynak oluşturabilecektir ancak doğanın sahip olduğu bu üst düzey teknoloji oldukça gizemlidir.
    Ateş böceklerinin karınlarının olduğu bölgede yer alan ışık organındaki gudde isimli madde iki tür ana kimyasal üretir ve bu kimyasallar aracılıyla ışık üretimi gerçekleştirilir. İşte bu iki kimyasaldan birini bilim adamları üretmeyi başarmış ancak diğerini henüz üretememişlerdir. Ateş böceği ışık saçma anında bu iki kimyasalı kullanırken, işlemi oksijenle de desteklemektedir. Ancak aniden ışığı açıp kapatabilme durumlarının nasıl oluştuğu henüz bulunamamıştır.
    Doğanın en gizemli ve ilginç canlılarından biri olan ateş böceklerinin erkek cinsleri kanatları sayesinde uçabilirken, dişilerinde ise kanat yoktur ve uçamazlar. Aslında ışıklarını yakma nedenleri ise, gece dişileri kendilerine çekme sebebindendir. Bu şekilde bir ateş böceği üç saat süreye dek ışık saçabilir. Ateş böcekleri salyangozları ısırıp, zehir vererek onlarla beslenirler. Ateş böceklerini yiyen canlılar kusarlar ve hayatlarında bir daha ateş böceği yemezler. Çünkü ışık saçmalarına neden olan kimyasallar, onları yiyen canlıları zehirler. Siz hiç ateş böceği gördünüz mü?